26 Şubat 2008 Salı
Bir Bakışla Başladı Herşey...
21 Haziran...Kitaplarda, ansiklopediler de yılın en uzun günü diye geçer...Ama benim gönül sayfam da kainatın görüp görebileceği en muhteşem gün olarak geçiyor...Herkesin aşkı kendine ölümsüz gelir ya...Bizimki de öyle işte...Sadece bir bakışla girdin yüreğime...Bir kaç saniyelik bir bakış ömrünün sonuna dek sevebileceğin insanı bulmaya yetiyormuş demek ki...
Haziran ayının ortaları...Havalar yavaş yavaş daha da ısınmaya başlıyor...Bakırköydeyim...Kardeşime doğru yürüyorum...İlerde açık pembe tişört giymiş bir delikanlı:=)...Yanında da bir kızla bir erkek sarılmış duruyorlar...Kardeşim mi o?...Evet evet kardeşim...Yanlarına gidiyorum...Merhabalaşmalar konuşmalar vs vs...Ama delikanlı konuşmuyor benimle hiç...Minibüstü trendi derken arabayla eve dönmeye karar verdik...Delikanlı ön koltuğa oturdu bende arkasındaki koltuğa...Yolda yine konuşmalar kahkahalar vs vs...Ama delikanlı benimle yine konuşmuyor...Bekliyorum bir soru sorsun konuşsun diye ama yok...En sonunda arkasını dönüp o bal damlası gözlerini gözlerime dikip nerede oturduğumu soruyor..Cevap verdim ama hala çekmiyor o bal damlalarını gözlerimden...Allah'ım diyorum o nasıl gözler öyle...Delikanlınında benim gözlerim için aynı şeyi düşündüğünü biliyordum...Çünkü genelde öyle düşünürler...Ama içimden dua ediyorum ne olur gözlerimle ilgili bir iltifatta bulunmasın diye...O gayet sakin önüne döndü ve inene kadar yine konuşmadı benimle...İşte bu ''gizem''li delikanlının bakışları beni kendine aşık etti bir anda...Zaten daha sonra istese de istemese de ''gizem''li olucaktı...Eve geldim aklımda...Yattım aklımda...Uyandım aklımda...Ofisteyim aklımda...Yemek yiyorum aklımda...Nerden çıktı ki şimdi karşıma...Bir anda mahvetti beni...Ama ben memnunum...Kardeşimin sevgilisinin vasıtasıyla bir gün hep birlikte görüşüyoruz...Tarih 21 Haziran 2006...Günlerden Çarşamba...İşte ''ben'' kelimesini hayatımdan kovduğum ''biz'' kelimesine hoşgeldin dediğim tarih...Ve artık delikanlı gerçekten ''Gizem'' li oluyor...
Artık günlerim daha güzel geçmeye başlıyor...Seviyorum...Seviliyorum...Ve çok mutluyuz...İlerde hatırladığımızda gülümseyeceğimiz bir sürü anı biriktirmeye başlıyoruz...Arada kötü anılarımız da olmuyor değil ama gelip geçiyor...Her geçen gün daha çok bağlanıyoruz birbirimize...Daha zor ayrılır oluyoruz birbirimizden...İlk ayrılığımız...Ben tatile gidiyorum...Ama sanki Kaf Dağına gidiyorum o kadar zor ayrılıyoruz...3 hafta olamayacağım...İş yerinden izin alması da imkansız...Aradan 3 gün geçmiyor...Geliyorum aşkım diyor bana...Şaşırıyorum...Ama çook seviniyorum...Dayanamıyor yokluğuma ve basıyor istifayı...Üzülüyorum bu sefer...Ama değiyor herşeye...Önümüzde gecenin rengiyle siyaha dönmüş deniz...Ve biz deniz fenerinin altında sarmaş dolaş oturuyoruz...Yan tarafımızda yaşlı bir amca balık tutuyor...Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıyorum...Burnuma sevdiğimin kokusu geliyor içine birazda deniz kokusu karışmış...Biraz daha sarılıyorum ve iyi ki geldin sevgilim diyorum...İçimden de işte huzur bu diyorum...Birlikte geçirdiğimiz bu ilk tatil hayatımızın en güzel tatili oluyor...Bronz tenlerimizle daha da çok yakışıyoruz birbirimize...Ege'nin eşsiz güzellikleriyle Ağustos ayının en muhteşem günlerini, gecelerini yaşıyoruz...Her tatil gibi bu da bitiyor ve şehrimize dönüyoruz...Ama şikayetçi değiliz...Bizim olduğumuz her yer baharda açan yeni bir çiçek gibi taptaze...
Kış yüzünü göstermeye başlıyor...Ama bizim aşkımız hala yaz sıcağı gibi alev alev....Kasım ayında bizi tatlı bir telaş sarıyor...Kendi aramızda aşkımızı temsilen bir yüzük takmaya karar veriyoruz...Yüzükler, mekan herşey bana sürpriz oluyor...Benim bildiğim tek şey tarihti...Ve o gün geldi çattı...Sevdiklerimizle birlikte yola koyulduk...Veeee çok güzel bir mekana adımımızı attık...Herşey mükemmel...Yüreğimiz pır pır...Yüzükler, pasta, müzik o kadar güzeldi ki...Ablasının tam yüzükler takılırken bizim şarkımızı çaldırması bizi çok duygulandırıyor...Her geçen gün içimi daha da eriten sevgilimle çok küçük te olsa geleceğimize dair bir adım atıyoruz...O gün sevdiğime ömür boyu sevgimin tükenmeyeceğine dair söz veriyorum...O da papatyasına aynı sözü veriyor...Bizi biraz üşüten Kasım ayı içimizi ısıtan güzel bir günün anısı olarak kalbimizde yerini alıyor...
İyi ki bakmış gözlerime diyorum...Bir bakışın hayatımı bu kadar değiştireceğini iki sene önce biri söyleseydi ona asla inanmazdım...20 aydır dünyamı cennete çeviren, her zaman yanımda olan, gözlerinden bana olan sevgisinin her gün arttığını gösteren, dokunduğunda içimi titreten sevgilime teşekkür etmek istiyorum...Aşkınla hücrelerime milim milim yayılıyorsun...Gözümü kapatıyorum ''sen'', açıyorum yine ''sen''...Bana aşkların en güzelini yaşattırıyorsun...Varlığınla nefes alabilir hale geldim artık...Gözlerini gözlerime ömür boyu çivilediğin için teşekkür ederim ruhum...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder