Bugün buraya kardeşimle ilgili bir yazı yazmak istedim...Daha doğrusu kardeşim bana onunla ilgili yazmadığım için küstü...Banada gönlünü almak düştü...
Bizi dışardan bir görseniz abla-kardeş demeye bin şahit gerekir...Hem o benden büyük duruyor hemde birbirimize pek benzemiyoruz...Yeni tanıştığımız her insan şu cümleyi kuruyor ''aaaaa inanmıyorum abla olaan sen misiiiinnnnn?''...Uzun yıllar görmediğimiz uzak akrabalar ya da çoookk eski komşular gördüklerinde büyük olan sen miydin diyorlar kardeşime:=)...Benden büyük dursada aramızda sadece 2 yaş olsada bu ablalık yapmama engel değil tabii ki...
Kardeş olduğumuz için doğal olarak paylaştığımız bir sürü şey var...Kıyafetlerimiz, takılarımız, annemiz, babamız bunun yanı sıra bir de doğum günlerimiz:=)...Eveeett yanlış duymadınız doğum günlerimiz...Aramızda iki yaş olmasına rağmen ikimizin de doğduğumuz gün aynı sadece yıllar farklı:=)...İki yaşıma girdiğim gün annem bana dünyanın en güzel hediyesini vermiş...Tombiş yanaklı güzel bir kız..Her ne kadar doğdunu hatırlamasam da kucağıma aldığımdaki resmi gördüğümde sevindiğim yüzümden belli...Zaten sürekli ''karşim mi?'' ''karşim mi?'' diye soruyormuşum...
Yaşlar bu kadar yakın olunca yapılan yaramazlıklarda bir oluyor tabii ki...Sanırım afacanlıklarımızla annemi hayatından bezdirmişizdir....Hele kuzenlerde bize gelince Allaaahhh ver elini yaramazlık...Odanın ortasında kavunu top yapıp birbirimize atarken paaatt diye düşürüp patlatmak mı dersiniz, çiçek pasajında turist kadınların ensesine kamışla üflemek mi dersiniz neler neler...Uslu uslu oturmak varken yuvarlak masanın etrafına oturup birbirimize korkunç hikayeler anlatırdık ışıkların kapalı olduğunu söylememe bilmem gerek varmı?...Sonra da kendi anlattıklarımızdan korkup çığlık çığlığa yukarı anneanneme kaçardık...Küçüklük işte...
Hiç öptürmezdi kendini benim gıcık kardeşim...Gel bi kere öpeyim derdim...Gelir yanağını uzatır tam öpecekken çekilirdi...Sinir ederdi beni...Hahahahaaha yazarken aklıma ne geldi...Eski evimizde salonumuz çok büyüktü...Biz de orda oyun oynuyorduk her zamanki gibi..Oynarken kardeşim beni itti bende koltuğa düştüm hiç bir yerimi vurmadım ama ben numaradan kafamı vurmuş gibi yaptım...Yattım koltuğa hüngür hüngür ağlıyorum güya...Önce inanmadı...Sonra baktım yüzünün şekli değişiyor...Ağlama üzlüyorum diyor bana...Ben hala ağlama numarasına devam ediyorum...Sonra bir baktım ''ağlamaaaa beni de ağlatıcaksıııınnnnnnnn'' diyip ağlamaya başladı ama ne ağlamak ne ağlamak...Bu sefer birde susturmaya uğraşmıştım...Oyyy yerim ben boncuğumu...Nasıl da ağlamıştı öyle tombiş yanakları hemen kızarmıştı...Bir kere de kafasına basketbol topu attı diye bir çocuğu nerdeyse dövecektim...Durup dururken başımı derde sokucaktım:=)...Daha yüzlerce anımız var böyle...
Hepimizi hepimizden kıskanır...Ben annemin yanına oturayım hemen gelir ortamıza oturur...Bi de bıdı bıdı hiç durmaz çenesi...Bazen teyzeme falan kalmaya gittiğinde eve bir sessizlik çöküyor:=)...Ama hemencik özlüyoruz boncuğu...Kavga ettiğimizde annem hep bize birinizi Edirne'ye birinizi Kars'a vericem o zaman anlarsınız değerinizi der...Ben dayanamam ki kuzumdan ayrı kalmaya...Her ne kadar beni fazlasıyla sinirlendirsede et tırnaktan ayrılmıyor işte...En güzel yaramazlıkları en güzel doğum günlerini hep birlikte yaşadık...Umarım daha uzuuuuuunnnn yıllaaarrrr doğum günlerimizi birlikte kutlarız benim tombiş yanaklı meleğim...Belki biz değil ama çocuklarımız yapar yaramazlıkları...Seni seven ablan:=)...
Bizi dışardan bir görseniz abla-kardeş demeye bin şahit gerekir...Hem o benden büyük duruyor hemde birbirimize pek benzemiyoruz...Yeni tanıştığımız her insan şu cümleyi kuruyor ''aaaaa inanmıyorum abla olaan sen misiiiinnnnn?''...Uzun yıllar görmediğimiz uzak akrabalar ya da çoookk eski komşular gördüklerinde büyük olan sen miydin diyorlar kardeşime:=)...Benden büyük dursada aramızda sadece 2 yaş olsada bu ablalık yapmama engel değil tabii ki...
Kardeş olduğumuz için doğal olarak paylaştığımız bir sürü şey var...Kıyafetlerimiz, takılarımız, annemiz, babamız bunun yanı sıra bir de doğum günlerimiz:=)...Eveeett yanlış duymadınız doğum günlerimiz...Aramızda iki yaş olmasına rağmen ikimizin de doğduğumuz gün aynı sadece yıllar farklı:=)...İki yaşıma girdiğim gün annem bana dünyanın en güzel hediyesini vermiş...Tombiş yanaklı güzel bir kız..Her ne kadar doğdunu hatırlamasam da kucağıma aldığımdaki resmi gördüğümde sevindiğim yüzümden belli...Zaten sürekli ''karşim mi?'' ''karşim mi?'' diye soruyormuşum...
Yaşlar bu kadar yakın olunca yapılan yaramazlıklarda bir oluyor tabii ki...Sanırım afacanlıklarımızla annemi hayatından bezdirmişizdir....Hele kuzenlerde bize gelince Allaaahhh ver elini yaramazlık...Odanın ortasında kavunu top yapıp birbirimize atarken paaatt diye düşürüp patlatmak mı dersiniz, çiçek pasajında turist kadınların ensesine kamışla üflemek mi dersiniz neler neler...Uslu uslu oturmak varken yuvarlak masanın etrafına oturup birbirimize korkunç hikayeler anlatırdık ışıkların kapalı olduğunu söylememe bilmem gerek varmı?...Sonra da kendi anlattıklarımızdan korkup çığlık çığlığa yukarı anneanneme kaçardık...Küçüklük işte...
Hiç öptürmezdi kendini benim gıcık kardeşim...Gel bi kere öpeyim derdim...Gelir yanağını uzatır tam öpecekken çekilirdi...Sinir ederdi beni...Hahahahaaha yazarken aklıma ne geldi...Eski evimizde salonumuz çok büyüktü...Biz de orda oyun oynuyorduk her zamanki gibi..Oynarken kardeşim beni itti bende koltuğa düştüm hiç bir yerimi vurmadım ama ben numaradan kafamı vurmuş gibi yaptım...Yattım koltuğa hüngür hüngür ağlıyorum güya...Önce inanmadı...Sonra baktım yüzünün şekli değişiyor...Ağlama üzlüyorum diyor bana...Ben hala ağlama numarasına devam ediyorum...Sonra bir baktım ''ağlamaaaa beni de ağlatıcaksıııınnnnnnnn'' diyip ağlamaya başladı ama ne ağlamak ne ağlamak...Bu sefer birde susturmaya uğraşmıştım...Oyyy yerim ben boncuğumu...Nasıl da ağlamıştı öyle tombiş yanakları hemen kızarmıştı...Bir kere de kafasına basketbol topu attı diye bir çocuğu nerdeyse dövecektim...Durup dururken başımı derde sokucaktım:=)...Daha yüzlerce anımız var böyle...
Hepimizi hepimizden kıskanır...Ben annemin yanına oturayım hemen gelir ortamıza oturur...Bi de bıdı bıdı hiç durmaz çenesi...Bazen teyzeme falan kalmaya gittiğinde eve bir sessizlik çöküyor:=)...Ama hemencik özlüyoruz boncuğu...Kavga ettiğimizde annem hep bize birinizi Edirne'ye birinizi Kars'a vericem o zaman anlarsınız değerinizi der...Ben dayanamam ki kuzumdan ayrı kalmaya...Her ne kadar beni fazlasıyla sinirlendirsede et tırnaktan ayrılmıyor işte...En güzel yaramazlıkları en güzel doğum günlerini hep birlikte yaşadık...Umarım daha uzuuuuuunnnn yıllaaarrrr doğum günlerimizi birlikte kutlarız benim tombiş yanaklı meleğim...Belki biz değil ama çocuklarımız yapar yaramazlıkları...Seni seven ablan:=)...
1 yorum:
nice !!!
Yorum Gönder